Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Türkiye tahkim sistemine dahil olmadan önce, küresel doğrudan yatırım girişi yılda 1 milyar doları geçmezdi. Tahkimi anayasamıza dercettikten sonra kabulün etkisiyle bu rakam yılda minimum 10 milyar dolarların üzerine çıktı.” dedi.
TOBB, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Türkiye Milli Komitesi ve ICC Milletlerarası Tahkim Divanı işbirliğiyle, 18. ICC Türkiye Tahkim Günü Konferansı’na TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, ICC Milletlerarası Tahkim Divanı Başkanı Claudia Salomon ve çok sayıda davetli katıldı.
Konferansta konuşan Hisarcıklıoğlu, ICC’nin dünyada ticaretin ve yatırımların artması için çalışan en büyük iş dünyası kuruluşu olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birinci Dünya Savaşı’nın, uluslararası ticarete verdiği zararları gidermek amacıyla, bir grup girişimci tarafından, barışın tüccarları sloganıyla kurulmuştur. 105 yıldır, dünya çapında barışın ve refahın geliştirilmesi için ön safta yer almıştır. 170’ten fazla ülkede, 45 milyondan fazla şirketi ve 1 milyardan fazla çalışanı temsil eder hale gelmiştir. Yani dünyadaki her 3 çalışandan 1’i, ICC üyesi firmalarda çalışmaktadır. ICC, Birleşmiş Milletlerde Gözlemci Statüsünü kazanmış, tek iş dünyası organizasyonu. ICC, kuruluşundan bu yana, küresel ticaretin gelişmesi için birçok farklı oluşuma da imza atmıştır. Milletlerarası tahkime öncülük etmiş, gümrük engellerinin azaltılması, ticaretin önündeki engellerin kaldırılması için referans kurum haline gelmiştir dünyada.”
“ICC’nin Türkiye Milli Komitesi, 1934 yılında kurulmuş olup, TOBB çatısı altında faaliyet göstermektedir. Türkiye Milli Komitesi, güçlü ve köklü bir Milli Komite olarak, uzun yıllardır ICC faaliyetlerini Türk İş Dünyasının hizmetine sunmaktadır.” diyen Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti:
” Milli Komitemiz, Türk iş dünyasını temsilen, ICC nezdindeki faaliyetlerini başarıyla sürdürmektedir. ICC’nin temel misyonu, dünyada kabul gören ve ticarette ülkeler arasındaki farklı uygulamaları kaldırmayı amaçlayan, iş kurullarını oluşturmaktır. ICC, anlaşmazlıkların çözümüyle, küresel ticaret ve yatırımların desteklenmesinde önemli bir rol oynamıştır. ICC Milletlerarası Tahkim Divanı, uluslararası ticari ihtilafların çözümlenmesi bakımından, dünyanın da en önde gelen merkezlerindendir. Her kıtada yer alan 90’dan fazla ülkedeki üyelerden oluşan divan, en yaygın temsil edilen tahkim kuruluşu olma özelliğine de sahiptir.”
Dünyanın her bir bölgesinin, tahkim divanında ve sekretaryasında temsil edilmesinin önemli olduğunun altını çizen Hisarcıklıoğlu, ICC tahkiminin esnek olmasının, kurallarının birçok dilde tercümesinin bulunmasının, kendisini sürekli yenilemesi ve çağın gelişmelerine uyum sağlamasının da, divanın başarısının altında yatan diğer önemli unsurlar olduğunu söyledi.
Hisarcıklıoğlu, ICC Tahkimi’nin uluslararası işletmeler arasında çıkan ihtilafların, adil, tarafsız ve hızlı bir şekilde çözümünde etkili bir araç olarak kabul edildiğini, hem dünyada ve hem de Türkiye’de iş insanlarının tahkime olan ilgisinin de talebi her geçen günde artırdığına dikkati çekti.
Yurt içinde ve ülkeler arasında iş bağlantıları kurarken, güvencede olmak istendiğini belirten Hisarcıklıoğlu, yatırım ortamının en önemli unsularından birisinin sözleşmelerden kaynaklı yükümlülüklerin garanti altına alınması olduğunu hatırlattı.
Özellikle uluslararası yatırımcılar için, etkin bir tahkim müessesinin varlığının olmazsa olmaz olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Türkiye tahkim sistemine dahil olmadan önce, küresel doğrudan yatırım girişi yılda 1 milyar doları geçmezdi. Tahkimi anayasamıza dercettikten sonra kabulün etkisiyle bu rakam yılda minimum 10 milyar dolarların üzerine çıktı.” dedi.
Hisarcıklıoğlu, küresel bir yatırım ve üretim üssü olma noktasında yatırımları çekmek anlamında Türkiye’nin daha cazip ve tercih edilir konuma geldiğini belirterek, “İşte bu sebeple iş dünyası olarak, tahkimi, yatırım ve ticaret için çok kıymetli bir altyapı ve güven mekanizması olarak görüyoruz. ICC’nin Milletlerarası Tahkim Sistemi, bu açıdan önemli bir güvencedir.” yorumunu yaptı.
Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ayrıca, iş dünyasının ihtiyaçlarını ve önceliklerini göz önünde bulundurarak, daha hızlı işleyen ve daha küçük ticari anlaşmazlıkların çözümü için kullanılabilecek mekanizmaları da ICC üretmektedir. ICC Seri Tahkim Mekanizması (EPP) bu amaca hizmet etmek üzere tasarlanmıştır. Daha hızlı ve ekonomik bir çözüm olarak KOBİ’ler ve start-uplar için uygun bir mekanizma oluşturmaktadır. Kuruluşundan itibaren, ICC tahkimde 28 binden fazla dava görülmüştür. 2023 yılında 890 yeni dava kaydedilmiştir. Ayrıca, ülkemiz de 10 kez tahkim yeri olarak belirlenmiştir. Bu Tahkim Konferansımız vesilesiyle, ICC’den bir beklentimizi de paylaşmak isterim; ICC tahkiminin iyi bir müşterisi olarak, ICC’nin hakem atamalarında, ülkemiz hukukçularına daha fazla yer vermesini bekliyoruz, istiyoruz. Biz de TOBB ve ICC Türkiye olarak, tahkimin bilinmesi ve yaygınlaşması için çalışmayı sürdüreceğiz.”
“Türkiye’nin uluslararası şirketleri çekme konusunda önemli rolü var”
ICC Milletlerarası Tahkim Divanı Başkanı Claudia Salomon ise dünyanın evrim geçirmeye devam ettiğini belirtti.
ICC’nin ilk kurulduğunda birçok tahkim üyesinin Avrupa’dan olduğunu belirten Salomon, “İhtilaflar da o dönemin özelliklerini yansıtıyordu. Temel emtialar aslında tahkim üyeleri avukat değillerdi iş insanlarıydı. İş insanları avukatları istemediler. İhtilafları bu şekilde çözemeyiz diye düşündüler.” dedi.
Şimdi ICC’nin küresel olduğunu ve her açıdan gerçekten global olarak işin ve şirketin ihtiyaçlarını yansıttığını belirten Salomon, Türkiye’nin küresel ekonomide uluslararası şirketlerin Türkiye’ye çekmek konusunda önemli rolü olduğunu açıkladı.
Salomon, şunları kaydetti:
“Net olarak görüyoruz ki Türkiye’nin iş dünyası küresel iş dünyasıyla etkileşim halinde. Türkiye iyi temsil ediliyor Milletlerarası Tahkim Divanı’nda. Türkiye’nin şirketleri ihtilafların çözümü konusunda ICC’ye güveniyorlar. Çünkü ICC gerçekten uluslararası tek tahkim kurumu. ICC tarafsız, bağımsız ve ayrıca hizmet kalitesi de çok iyi. Anlaşmalar ihtilafa da yol açıyor. İş dünyası hazırlıklı olmalı. Risk yönetimi stratejileri ortaya çıkabilecek ihtilaflarda dikkate almalı. Şirketler şunu anlıyor. Şirketler proaktif olursa ve ihtilaf süreçlerini baştan düşünürlerse o zaman kendilerini olabilecek en iyi şekilde konumlandırıyorlar.”